TÜRKÇE RAPORLAR

I. Yenilenebilir Enerji Tedarik Anlaşmaları (“YETA”) Çalıştayı
Bu çalıştay, yenilenebilir enerji sektöründe bir finansman modeli olarak dünyanın birçok ülkesinde kullanılan Yenilenebilir Enerji Tedarik Anlaşmaları’nın (“YETA”) Türk yenilenebilir enerji sektörüne adaptasyonunun sağlanması ve kullanılmasının yaygınlaştırılması hakkında fikir alışverişi yapmak amacı ile toplandı. YETA bir elektrik üreticisi ile tüketici arasında yeşil enerjinin satın alınmasını sağlayan genelde uzun süreli bir elektrik tedarik anlaşmasıdır. Küresel piyasada teknolojik ve yerleşik özellikler ve finansal modellemelere bağlı olarak farklı türlerde YETA yapıları bulunmaktadır.
I. Yenilenebilir Enerji Tedarik Anlaşmaları (“YETA”) Çalıştayı

Biyokütle ve Biyogaz Enerji Üretim Santrallerinde Risk Ve Hasar Değerlendirmeleri
Son yıllarda, yaşanan sosyal ve ekonomik gelişmelerin doğal bir sonucu olarak ortaya çıkan küresel enerji talebindeki hızlı yükseliş, sınırlı bir enerji kaynağı olan fosil yakıtların yakın bir gelecekte tükeneceği endişelerini beraberinde getirmiştir. Çözüm arayan ülkeler biyoenerji gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmiştir. Yenilenebilir enerji kaynakları arasında yer alan biyokütle; petrole, doğalgaza ve kömüre olan bağımlılığımızı azaltarak alternatif bir yakıt olmasıyla karşımıza çıkmaktadır.
Biyokütle ve Biyogaz Enerji Üretim Santrallerinde Risk Ve Hasar Değerlendirmeleri

Enerjide Dijital Dönüşüm Sözlüğü
Dijitalleşme ve enerji sektöründe kullanılan dijital teknolojilerin gelişimiyle birlikte ortaya çıkan temel kavramların anlaşılması büyük önem taşıyor. Bu yeni alanda bir dil birliğinin sağlanması ve Türkçe terim kullanımının yaygınlaştırılması hedefiyle EPDK tarafından hazırlanan Enerjide Dijital Dönüşüm Sözlüğü, dijital dönüşüme yönelik kullanılan kavramların, terimlerin ve tanımların açıklandığı temel bir kaynak olarak sektörümüzün ihtiyacına cevap verecektir. Ayrıca enerji sektörü paydaşlarının dijital dönüşüm sürecinde karşılaşabileceği kavramları daha iyi anlamasına ve bu kavramları doğru ve akıcı bir şekilde kullanmasına da yardımcı olacaktır.

Risk Ve Hasar Değerlendirme Bülteni
Her ülkede gelişimin ana eksenlerinden birini enerji sektörü oluşturmaktadır. Barajlar, enerji üretim tesisleri, havaalanları, hastaneler, fabrikalar, eğitim binaları, diğer kentsel mekânlar ve tüm bu mekânların kullanılabilirliğini sağlayan altyapı sistemleri hatta bu mekânlara ulaşımı sağlayan raylı sistemlerin kullanılabilirliği yalnızca enerjinin varlığı ile olmaktadır. Her birinin bir tasarım ömrü olduğundan belirli bir döngü ile yenilenmeleri gerekmektedir. Nüfus artışının da etkisiyle oluşan enerji talebine bağlı olarak yeni enerji santrallerinin inşası devam etmektedir ve gelecekte de devam edecektir.

Türkiye Elektrik Görünümü 2023
Ember’in Türkiye Elektrik Görünümü raporu, Türkiye’de 2022 yılına ait elektrik üretimi ve talebine ilişkin verileri ortaya koymaktadır. Ülkenin elektrik sisteminde yıl içerisinde yaşanan önemli noktaları inceleyerek, kömürden temiz enerjiye geçiş açısından diğer Avrupa ülkeleriyle karşılaştırmalı olarak analiz etmektedir.

Elektrik Piyasasındaki Güncel Gelişmeler
6 Şubat’ta yaşanan deprem felaketi, tarifsiz ve telafisi olmayan büyük acılarla bizi baş başa bırakırken bölgedeki büyük yıkım, çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren sanayi ve ticaret şirketlerine de büyük zararlar verdi. Depremin enerji sektörüne yansıyan etkileri ise depremin yaşandığı gün T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından yapılan açıklama ile ortaya konmuştu. Söz konusu açıklamada, elektrik ve doğal gaz şebekesinde ciddi hasarların oluştuğu ifade edilmişti. Bu makalede deprem felaketinden etkilenen bu enerji tesislerinin, yaşanan doğal afetin bir mücbir sebep hali olması nedeni ile mücbir sebep ile ilgili düzenlemelerin imkan verdiği çeşitli korumalardan faydalanacak olması ele alınıyor.

Doğal Afetler Karşısında Elektrik Sisteminin Güçlendirilmesi
Enerji güvenliği ve temini, hem depremler hem de iklim değişikliği sebebiyle orman yangınları, seller, aşırı soğuk ve sıcaklar, toprak kayması gibi diğer doğal afetlerin sayısının arttığı son yıllarda dünya çapında bir sorun haline gelmiştir. Zira endüstrinin doğru işleyişi, ulaşım ve iletişim sistemleri gibi modern toplumun gereksinimi olan temel işlevler, sürekli olarak enerjiyle beslenmesi gereken unsurlardır. Elektrik sistemi odağında ele alındığında, bugün birçok temel hizmet (su, gaz, iletişim, internet ve altyapılar) sistemin sürekliliğine ve doğru kurgulanmasına bağlıdır. Türkiye’de 6 Şubat 2023’te gerçekleşen ve 11 ilde büyük can ve mal kaybına yol açan Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından, elektrik sisteminin nasıl kurgulandığının önemi bir kez daha ortaya çıkmıştır.
Doğal Afetler Karşısında Elektrik Sisteminin Güçlendirilmesi

Yenilenebilir Enerji Santrallerinin Coğrafi Bilgi Sistemleri
Bu çalışma, bir jeotermal santralın CBS ve YBM ile nasıl planlandığı ve buna entegre edilen hibrit güneş santralinin özelinde yer alan uygulamaların, yalnızca yenilenebilir enerji alanında değil konvansiyonel enerji kaynaklı santralleri de kapsayacak şekilde interdisipliner çalışmalarla daha ekonomik, daha verimli daha çevreci ve sürdürülebilir sonuçlar ortaya koyacağını göstermektedir. Yine Rüzgar santrali uygulamasında da CBS ve YBM’nin nasıl kullanıldığı anlatılmıştır.
Yenilenebilir Enerji Santrallerinin Coğrafi Bilgi Sistemleri

Türkiye’nin En Büyük 100 Elektrik Üreticisi Araştırması
Elektrik üreticilerinin 31 Aralık 2022 tarihi itibarıyla sahip oldukları kurulu güçlerine göre yapılan “MW100, Türkiye’nin En Büyük
100 Elektrik Üreticisi Araştırması”nda yer alan şirketlerin toplam kurulu gücü 86.665 MWe’ye ulaşıyor. Bu kapasiteyle, MW100 şirketleri Türkiye’nin toplam kurulu üretim kapasitesinin yüzde 82’sini oluşturuyor.

İçme, Atık ve Sıcak Su Sistemleri İçin Suya Dayanıklı Kablolar
“Su Hayattır!” İnsan yaşamında oksijenden sonra gelen en önemli öge sudur; çünkü hayat su ile başlar. Suyun taşınması korunması, kullanılması ve su kaynaklı afetlerden korunmak için birçok yöntem geliştirilmiştir. Dünyamızın karşı karşıya kaldığı küresel iklim değişikliği ve sera etkilerinin, atmosferimize verdikleri zararları azaltmanın en önemli yolu ise temiz, yenilenebilir ve sürdürülebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimidir. Bu makalede; suya dayanıklı kabloların özelliklerinin neler olduğunu, hangi testlerin uygulandığını ve entegre olarak farklı sistemlerle nasıl kullanıldığını ele alınıyor.
İçme, Atık ve Sıcak Su Sistemleri İçin Suya Dayanıklı Kablolar

Türkiye Hidrojen Teknolojileri Stratejisi ve Yol Haritası
Sürdürülebilir enerji geleceğine katkısı nedeniyle hidrojeni öncelikli alanlardan biri olarak ilan etmiştir. Amacımız, ekonomik kalkınma ve 2053 net sıfır karbon emisyonu hedeflerimiz doğrultusunda, hidrojen kullanarak karbon sıfır bir ekonomi modeli oluşturmaktır. Bu amaca ulaşmak için, “Türkiye Hidrojen Teknolojileri Stratejisi ve Yol Haritası” hazırlanmıştır. Çalışmada, özellikle hidrojen teknolojilerinin yerli olarak geliştirilmesinin önemi vurgulanarak yerli ve millî bir araştırma, teknoloji geliştirilmesine yönelik destek ve uygulama programının oluşturulması için stratejik yol haritasının belirlenmesi amaçlanmıştır.

Net Sıfır 2053: Türkiye Elektrik Sektörü için Yol Haritası
Bu belgede daha sürdürülebilir ve döngüsel bir ekonomiye ulaşmak üzere hedef ve eylemler açıklanmaktadır. Ekim 2021’de ise Türkiye Paris Anlaşması’nı onaylamış ve akabinde 2053 yılına kadar net sıfır sera gazı emisyonlu bir ekonomiye ulaşma taahhüdünü açıklamıştır. Böylece iklim değişikliğiyle küresel mücadeleye katkı sağlamak üzere önemli adımlar atılmıştır. Türkiye’nin bu kararı, enerji ve iklim politikaları için belirleyici bir dönüm noktasıdır. Bu kararın ardından, sera gazı emisyon azaltımlarını etkinleştirecek politikaların ve eylem planlarının tasarlanması için çeşitli platformlarda çalışmalar başlatılmıştır.

Güneş Santrallerinin Yıldırımdan Korunması
Güneş santralleri en yüksek yıldırım risk seviyesi olan birinci bölgede bulunurlar. Bu nedenle yıldırım darbelerine karşı
dikkatlice korunması gerekir. Yine bir santralin topraklamasının doğru ve uzun ömürlü yapılması 25 yıl çalışma beklentisi olan
bu santraller için hayati öneme sahiptir. Santral içinde meydana gelebilecek iç aşırı gerilimler bir diğer önemli tehdittir. Bu nedenle güneş santralleri hem yıldırım darbelerine hem de iç aşırı gerilimlere karşı korunmalıdır. Etkin korumanın en önemli kısmı 4lü korumanın yani iç yıldırımlık, dış yıldırımlık, eş potansiyel ve topraklamanın sağlanmasıdır.

Fotovoltaik Yapıların Çökmesindeki En Büyük Beş Etken
Çürüme ve çökme yapıların kaderinde vardır. Örnek olarak Dünyanın Yedi Harikası gösterilebilir. İnsanlık boyunca bilinen en sağlam yapılar, yüzyıllar içerisinde yıkıldılar, Büyük Giza Piramidi bile eski ihtişamının gölgesinde kaldı. Fotovoltaik sektörü, Dünyanın Yedi Harikası ile rekabet etmeyi hedeflemiyor ancak bu sektördeki bir yapının kullanım ömrünü verimli bir şekilde tamamlaması oldukça önem arz ediyor. DNV GL – Enerji İngiltere Proje Mühendisliği ekibinden Kıdemli Mühendis Simon Hughes sıraladığı 5 madde ile fotovoltaik yapıların çökme nedenlerini ele aldı.

Elektrikli Araç ve Şarj İstasyonlarının Türkiye’deki Güncel Durumu
Bu araştırmada, Türkiye’deki elektrikli araç ve şarj istasyonlarının güncel durumu ve tarihçesi, elektrikli araç çeşitleri, şarj yöntemleri ve istasyon standartları, dünya genelindeki elektrikli araç pazarı, Türkiye’deki otomotiv endüstrisi ve şarj istasyonu dağılımı, vergilendirme politikaları gibi konular ele alınmıştır. Araştırma, Türkiye’deki elektrikli araç pazarının potansiyelini ve büyüme beklentilerini tartışarak, sektörün önündeki zorlukları ve fırsatları değerlendirmektedir.
Elektrikli Araç ve Şarj İstasyonlarının Türkiye’deki Güncel Durumu

Elektrik Piyasasında Yenilenebilir Kaynak Garanti Belgesi
Bu dökümanda, elektrik piyasasında yenilenebilir enerji kaynak garantisi belgesi usul ve esasları için öneriler sunulmuştur. Öneriler arasında, tezgahüstü piyasaların ve üçüncü tarafların kayıtlarının düzenlenmesi, diğer enerjinin niteliğine dair bilgi veren sistemlerle entegrasyon ve Türkiye enerji niteliğine dair bilgi vermeyi amaçlayan sistemlerin blokzincir veri tabanı kullanımı gibi konular yer almaktadır. Blokzincir teknolojisinin sertifika ticareti ve takibi için önerilmesi, veri güvenliği ve mükerrer işlemlerin önüne geçme avantajı sağlayacaktır.

Avrupa Birliği Taksonomi Çerçevesinde Türkiye Elektrik Enerjisi Sektörünün Değerlendirilmesi
“Avrupa Birliği Taksonomisi”nin, önümüzdeki yıllarda hemen hemen her sektörde hükümetler, finans kuruluşları, yatırımcılar, kullanıcılar için takip edilmesi ve uyum sağlanması gereken bir sistem olacağı öngörülmektedir. Avrupa Yeşil Mutabakatı ile gündeme gelen ve kuralları oluşturulan/oluşturulmakta olan Yeşil Taksonomi, birçok ülkede de benimsenmiş ve ülkeler kendi taksonomi çerçevelerini oluşturmaya başlamışlardır. Bu yayında; AB Taksonomisi, ülkemiz enerji kaynakları açısından taksonomi uyumu, farklı ülkelerdeki taksonomi yapılanması ve kuralları hakkında bilgiler yer almaktadır.
Avrupa Birliği Taksonomi Çerçevesinde Türkiye Elektrik Enerjisi Sektörünün Değerlendirilmesi

İzmir Yeşil Şehir Eylem Planı
İzmir için hazırlanan Yeşil Şehir Eylem Planının (YŞEP) amacı; çevresel zorlukları belirleyip, bunların içinden en acil ele alınması gerekenleri tespit ederek İzmir için daha yeşil bir geleceği mümkün kılacak bir vizyon oluşturmak ve projeler geliştirmektir. İzmir Yeşil Şehir Eylem Planı, son 12 aydan daha uzun süre içerisinde 100’den fazla paydaşın katkılarıyla hazırlanmıştır. Bu plan çerçevesinde 21 farklı grupta, altyapı yatırımlarını, politika tedbirlerini, kapasite geliştirme ve savunuculuk girişimlerini içeren, tümü yeşil bir İzmir vizyonu gerçekleştirmeye yardımcı olmak üzere tasarlanmış 46 eylem önerilmektedir.

Lisanssız Güneş Santralleri Çözüm Önerileri
Bu raporda, elektrik piyasasına 2013 yılında giren “Lisanssız Üretim” kavramı ile bugün 7bin MW’a ulaşan Güneş Elektrik Santrali (GES) yatırımcılarının ülke ekonomisine olan katkıları, karşılaştığı zorluklar, buna rağmen, diğer elektrik üretim kaynağı olan doğalgaz ithalatını azaltarak ülkemizin dışa bağımsızlığına yapılan katkı, ve lisanssız üreticilerin EPİAŞ piyasasına lisans verilerek katılımı konularında öneriler yer almaktadır.

Dünya’da ve Türkiye’de Çevresel Ürünler
İklim politikaları, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çevre Sözleşmesi’nin ötesinde, ülkeler arası ikili ve çoklu ilişkilerde de tartışmaların merkezine oturmaya ve pek çok farklı politika alanında kendini göstermeye başlamıştır. Paris Anlaşması’nın küresel sıcaklık artışını yüzyıl sonu itibarıyla 1,5 oC sınırının altında tutma hedefini benimseyen ülke sayısı 136’ya ulaşırken; bu rakam küresel emisyonların %88’ini, ekonominin %90’ını ve nüfusun %85’ini kapsamaktadır. Bu çalışma, çevre politikaları
daha sık ve somut adımlarla gündeme gelirken küresel ticaretin bundan nasıl etkilendiğine dair bir ön analiz niteliğindedir.

Türkiye’deki Bankaların İklim Değişikliğine Yaklaşımı
Bu rapor, Türkiye’nin en büyük 17 bankasının iklim değişikliği ile ilgili 5 başlığı nasıl ele aldığını içeriyor. Paris Anlaşması ve özellikle de Avrupa Yeşil Mutabakatını da kapsayan “Yeşil Yeni Düzen” tartışmalarıyla birlikte dönüşmekte olan iklim politikalarının Türkiye’de de finans sektöründe karşılık bulduğunu söylemek mümkün olmakla birlikte bu dönüşüm; belli bir standardizasyon olmadan, her bir kuruluşun kendi bireysel çabalarıyla ilerlemektedir ve henüz ulusal iklim hedeflerini yakalayacak hızda değildir

Şarj Hizmetleri Piyasası
02.04.2022 tarih 31797 Numaralı Resmi Gazete’de yürürlüğe giren Şarj Hizmeti Yönetmeliği ile şekillenecek şarj hizmetleri piyasası ileriye yönelik elektrikli araçların kullanımı bakımından otomotiv sektöründe bir kırılmaya sebep olarak günlük hayatımıza elektrik araçların girmesiyle birlikte geniş hacimli bir kullanıcı verisinin toplanmasını da beraberinde getirecektir. Platform üzerinden verilen şarj hizmetlerinde toplanan kullanıcı verilerinin de ülke genelinde KVKK ve Yönetmelik hükümlerine göre korunması önemli olup, aksi takdirde gittikçe artan denetimlerle idari para cezalarıyla karşılaşılabilecektir.

Elektrik Sektörünü Karbonsuzlaştırmanın Yan Faydaları
Enerji piyasasındaki mevcut dalgalanmalar göz önüne alındığında, elektrik fiyatlarında yaşanacak gelişmelerin Türkiye sanayi sektörünün rekabet gücü üzerinde önemli etkileri olacaktır. Bu araştırma çalışması, yenilenebilir enerjinin daha iddialı bir şekilde artırılmasıyla hem elektrik fiyatlarının nasıl düşürülebileceği hem de doğal gaz fiyatlarındaki artış ve tedarik krizleriyle ilişkili fiyat dalgalanması risklerinin nasıl azaltılabileceğini göstermektedir.

Kömür Sahalarının Güneş Potansiyeli
Kömürün emisyon yoğunluğu en yüksek fosil yakıt olduğu düşünüldüğünde, Türkiye’nin iklim hedeflerine ulaşması için kömürden çıkışı planlamaya başlaması hayati önem taşıyor. Kömür,sadece sera gazı emisyonlarının artmasına neden olmuyor; hava, su ve toprak kirliliği yaratarak hem çevre hem de kamu sağlığını tehdit ediyor. Hızla ucuzlayan yenilene bilir enerji teknolojileri karşısında üretimde kalmaları için kömüre ayrılan teşviklerle kamu kaynakları israf ediliyor. Kömürün aksine, Türkiye’nin güneş gibi zengin yenilenebilir enerji kaynaklarına geçmesi istihdam, teknolojik ilerleme ve enerji bağımsızlığı kapsamında faydalar barındırıyor.

Komisyon Tavsiyesi Kararları
Enerji, ulaştırma, sanayi, tarım, arazi kullanımı, ormancılık, atık, bina, iklim değişikliği, çevre, biyoçeşitlilik, temiz ve döngüsel ekonomi, temiz, erişilebilir ve güvenli enerji arzı, yeşil ve sürdürülebilir tarım, sürdürelbilir akıllı ulaşım, yatay politika alanları, yeşil finansman, karbon fiyatlama ve emisyon ticaret sistemi başlıkları belli komisyonlarca ele alınmış ve ortaya çıkan tavsiyeler maddeler halinde bu raporda sunulmuştur.

Yeşil Yeni Düzen Bağlamında Türkiye’de Enerji Dönüşümünün Finansmanı
Küresel ölçekte iklim risklerinin azaltılmasına yönelik strateji ve politika üretimi ile bu eksendeki taahhütler artmakla birlikte zaman daralmakta, uygulamaların hızlanması ihtiyacı ivedilik taşımaktadır. Ayrıca Covid-19 salgınından bu yana gerçekleşen
konjonktürel gelişmeler enerji arz güvenliği başta olmak üzere iklim değişikliği bağlantısı güçlü olarak nitelendirilebilecek arz yönlü sıkıntılarda da belirgin bir artışa işaret etmektedir. Bu koşullarda 2019 yılından bu yana belirgin bir kavram haline gelen
“Yeşil Yeni Düzen”, güç kazanan bir yeni büyüme paradigması olarak öne çıkmaktadır.
Yeşil Yeni Düzen Bağlamında Türkiye’de Enerji Dönüşümünün Finansmanı

Yenilenebilir Enerji Endüstri Bölgeleri ve Enerji Faaliyetlerinin Hukuki Çerçevesi
Rusya-Ukrayna arasındaki savaş ortamının daha da derinleştirdiği küresel enerji krizi, girdi fiyatlarındaki yüksek seyir, tedarik zincirlerinde yaşanan kopmalar ve jeopolitik riskler sebebiyle Dünya ekonomisindeki yavaşlama ülkemiz sanayii üzerine olumsuz baskı oluşturmaktadır. Enerji arz güvenliğinin sağlanması, yeşil dönüşümün hızlandırılması, yenilenebilir enerji üretim kapasitesinin ve enerji verimliliğinin artırılması,2023 Yıllık Programı’nda enerji politikasının başlıca hedefleri olarak
belirlenmiştir. Bu makalede endüstri bölgeleri ile ilgili olarak enerji piyasasını ilgilendiren düzenlemeler konusunda görüşlere yer veriliyor.
Yenilenebilir Enerji Endüstri Bölgeleri ve Enerji Faaliyetlerinin Hukuki Çerçevesi

Türkiye’nin Karbonsuzlaşma Yol Haritası : 2050’DE NET SIFIR
Bu araştırmanın amacı, Türkiye’nin Paris Anlaşması’nı onaylaması ve 2050’de Net Sıfır hedefini kabul etmesi halinde ekonomisinin nasıl bir dönüşümden geçmesi gerektiğini ortaya koyacak bir yol haritası hazırlamaktır. Bu çalışma Türkiye’nin ekonomik faaliyetlerinden kaynaklanan karbon emisyonlarının 2050 yılına kadar nasıl bir seyir izleyeceğini ve net sıfır hedefine uygun olarak 2050’ye kadar emisyonlarını sıfırlamak ve NDC’sini güncellemek için izlemesi gereken olası patikayı ortaya koyan yayımlanmış ilk çalışmadır.

Türkiye Ulusal Enerji Planı 2022
2022 Türkiye Ulusal Enerji Planı nüfus, ekonomi, yakıt fiyatları girdi alınarak yenilenebilir enerji, kömür, nükleer, doğalgaz, hidrojen ve sentetik metan üretimi, enerji verimliliği, karbon yakalama ve depolama üzerine çıkarım ve yorumlar yapmış, ulusal enerji planı üzerine öngörülerde bulunmuştur.

Paris İklim Anlaşması SektörlereEtkisi ve Uygulamada Beklenilen Değişiklikler
Paris İklim Anlaşması, küresel iklim krizine karşı atılmış en önemli adım olarak kabul edilmektedir. Dünya’da Anlaşma’nın uygulamasına yönelik ilk adım Avrupa Birliği’nden (“AB”) gelmiştir. AB, Anlaşma hedeflerini yerine getirmeye yönelik karbon emisyonlarını azaltma politikasının yol haritası olarak işlev gören Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı’nı (“Yeşil Mutabakat”) ortaya koymuş ve Yeşil Mutabakat kapsamında yürürlüğe girmesi planlanan Sınırda Karbon Düzenlemesi (“SKD”) ile AB üyesi olmayan ülkelerden ithal edilen ve üretiminde yoğunluklu karbon emisyonu ortaya çıkan mallar açısından ek vergi uygulanacağı belirtmiştir.
Paris İklim Anlaşması SektörlereEtkisi ve Uygulamada Beklenilen Değişiklikler

Nükleer Enerji ve Türkiye
İklim krizini durdurmak için enerji üretimi ve tüketiminde radikal değişikliklere gideceğiz. Petrol, kömür ve doğalgaz gibi fosil yakıtlardan yenilenebilir enerji kaynaklarına geçecek, enerji tüketimini azaltacağız. Enerjiyi ne amaçla tükettiğimizi daha fazla sorgulayacağız. Bu rapor, yeni enerji sistemine geçişte bir rol üstlenip üstlenmeyeceği tartışılan nükleer enerjinin güncel durumunu ve Türkiye’deki gelişmeleri hatırlatmak için hazırlandı.

Enerji Sektörel Bakış
Küresel ölçekte son iki yıldır temelde Covid-19 kaynaklı birtakım kırılganlıklar sebebiyle ekonomik belirsizliklerin ön plana çıktığı bir dönem yaşandı. Mevcut tahminler küresel ekonominin 2022 yılında %4, 2023 yılında ise %3,5 seviyesinde büyüyeceği yönünde. Ancak, COVID-19 salgınının insan hayatı ve ekonomiler üzerindeki etkilerinin hafif de olsa azalmaya başladığı bu dönemde patlak veren ve bir an önce sona ermesini dilediğimiz Rusya – Ukrayna savaşının süresi ve ulaşacağı boyut şüphesiz önümüzdeki dönem için en belirleyici başlık olacaktır.

Elektrikli Araçlar ve Depolama Araştırması
Elektrikli araçlar hızla yaygınlaşırken, altyapı ve kullanım kolaylaştırıcı çalışmalar da sürüyor. Son aylarda Avrupa -özellikle Almanya- elektrikli otomobiller için batarya hücresi üretimi ile ilgili çalışmaları hızlandırdı. Çinli şirketler CATL, Funeng Technology, BYD, Lishen, ABD’li Tesla, Güney Koreli Samsung SDI, LG Chem başta olmak üzere pek çok şirket dev batarya fabrikaları inşa ederek, küresel pil tedarik zincirinden büyük pay alabilmek için kıyasıya bir rekabet içerisinde.

Risk ve Hasar Değerlendirme Bülteni
Deprem; güneş enerji santrallerinde öngörülemez birçok risk ile birleşerek yapışık risk kavramında hasar karakteristiği ortaya çıkarmaktadır. Şiddetli depremlerin tetiklediği fiziki oluşumların bölgedeki tüm güneş enerji santrallerini benzer sebeplerle etkilemesi beklenmektedir. Depreme bağlı olarak panellerde ve taşıyıcı elemanlarda doğrudan oluşacak fiziki hasarlar dışında bir fiziki eğilme, bükülme, çökme olmaksızın deprem hareketine bağlı olarak zeminde toplu şekilde kayma, zemine gömülme gibi doğrudan deformasyonlar beraberinde ikincil risk grupları olarak adlandırdığımız panel yerleşimindeki eğim açısı ve buna bağlı ışınım süresinde azalma gibi fonksiyon sorunlarını getirmekte, ayrıca hadise sırasında panellerde oluşan gözle görülemez boyuttaki mikro çatlakların toplam üretimde performans kaybına yol açacağı ön görülmektedir.

Türkiye ve Dünyada Güneş Enerjisi Sektörü
Dünya, sürdürülebilir bir gelecek hedefiyle küresel ısınmanın en büyük sebebi olan karbondioksit gazı salımlarını kontrol altına almak ve sıfırlamak için büyük bir çaba sarf etmektedir. Bu amaç doğrultusunda, yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik üretimindeki payının artırılması önemli bir projedir ve güneş enerjisi bu alanda ön plana çıkmaktadır. Dünya genelinde son 20 yılda güneş enerjisi kurulu gücü yıllık %33,2 büyüme oranıyla artarak 710 GW’ye ulaşmıştır. Türkiye ise güneş enerjisi sektöründe hızlı bir gelişme göstermiş ve ışınım potansiyeli, önemli pazarlara yakınlığı ve panel üretiminde kullanılan kaynaklara sahip olması nedeniyle stratejik bir öneme sahiptir. PwC Türkiye olarak, güneş enerjisi sektöründeki potansiyeli artırmak ve değerli bilgileri halka açık ve anlaşılır bir şekilde sunmak amacıyla araştırma çalışmamızı hazırlamaktan gurur duyuyoruz.

Enerji Piyasası Özet Raporu
Bu rapor 2021 yılı makroekonomik göstergeler, Türkiye enerji piyasasındaki gelişmeler, önemli haber başlıkları, rapor ve sunumlar, Covid-19’un küresel etkileriyle 2020-2021 kıyaslaması, elektrik tüketimi, elektrik üretimi, kurulu güç gelişimi, enerji yatırımları, destek mekanizmaları, yenilenebilir enerji kaynakları, iklim değişikliği ve karbon azaltımı, sınır ötesi elektrik ticareti, doğal gaz piyasası gibi konularda bilgi vermek için hazırlanmıştır.

Karbon Nötr Türkiye Yolunda İlk Adım Kömürden Çıkış 2030
İklim değişikliğine neden olan küresel sera gazı emisyonlarının %46’sı, elektrik sektörü sera gazı emisyonlarının da %72’si kömür kullanımı kaynaklıdır. İklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin daha şiddetli gözlemlenmeye başlaması ve iklim değişikliğini sınırlamaya yönelik uluslararası çabaların yoğunlaşmasıyla birlikte kömürün enerji sistemi içerisinde oynadığı rol sorgulanmaya başlamıştır. Paris İklim Anlaşması ile birlikte pek çok ülke, iklim değişikliği azaltım politikalarına hız vermiş ve kömür enerjisinden tamamen çıkmak için hedefler koymuştur. Emisyonların acil bir şekilde sınırlandırılması çağrılarına paralel olarak pek çok ülke bu hedefi 2030 yılı veya öncesi için belirlemiştir. Kömür enerjisinin negatif dışsallıkları, yenilenebilir enerji ve enerji depolaması gibi alanlarda gözlemlenen maliyet düşüşleri ve enerji piyasalarında esneklik ihtiyacının artması gibi nedenlerle kömür kullanımı küresel ölçekte azalmaktadır ve ilerleyen yıllarda bu eğilimin daha da hızlanması beklenmektedir

Enerji Görünümü
Bu yıl üçüncüsü yayımlanan “Enerji Görünümü” raporunda, geçen iki yılda olduğu gibi enerji sektörünün çeşitli alt bileşenleri (elektrik, doğal gaz, petrol, yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği) ayrıntılarıyla analiz edilmiş, ayrıca enerji piyasasında öne çıkan hâkim ve belirleyici trendler de değerlendirilmiştir. Önceki yılların raporlarına gelen geribildirimler doğrultusunda, 2020 raporunda “enerji yatırımları ve finansmanı” konusu müstakilen mercek altına alınmıştır.

2021 Dünya Enerji Görünümü Raporu Özeti
2050 yılına kadar kritik ve zorlu net sıfır emisyon hedefine ulaşmak, toplum genelinde büyük çabalar gerektirecek ancak aynı zamanda insan sağlığı ve ekonomik kalkınma açısından da büyük avantajlar sunacaktır. Bu yeni raporda çok net bir şekilde ortaya çıkan şey, rüzgar türbinleri, bataryalar, elektrolizörler ve bir dizi başka teknoloji üreticileri için temiz enerji geçişleriyle birlikte gelen büyük fırsatlardır. Bir dizi yeni tedarik zincirinde milyonlarca insana yakışır istihdam yaratma potansiyeline sahip yeni bir küresel enerji ekonomisi ortaya çıkıyor. Bunu gerçeğe dönüştürmek için Glasgow’daki hükümet liderleri, önümüzdeki on yılda yoğun bir şekilde temiz enerjiye geçişi hızlandırmak için üzerlerine düşeni yapmalıdır.

Türkiye‘de Yeni Rüzgar ve Güneş Santralleriyle Elektrik Üretmek Mevcut İthal Kömür Santralleriyle Üretmekten Daha Ucuz
Türkiye’de ithal kömürle çalışan termik santrallerin kurulu gücü 9 GW ile ülkedeki toplam kömür enerjisi
kapasitesinin %45’ini oluşturuyor. Ancak Türkiye’nin ithal kömüre bağımlılığı nispeten yeni. 2010 yılında
elektrik enerjisinin sadece %7’si ithal kömürden üretilirken; o dönemden bugüne elektrik talebindeki %50
artışın büyük kısmı, 2020’de elektrik üretimindeki payı %21’ye yükselen ithal kömür ile karşılandı. Ancak ithal
kömüre bel bağlamanın bir bedeli de oldu. Kömür fiyatı 2018’de bundan bir önceki zirve seviyesine ulaştığında,
kömür ithalatı yıllık 4,7 milyar dolara çıkmıştı ve bunun yaklaşık 2,85 milyar ABD dolarlık kısmının elektrik
üretimi için ithal edilen kömüre harcandığı tahmin ediliyor.

Elektrikli Araçlar ve Depolama Teknolojileri Bilgilendirme Notu
Konvansiyonel enerji kaynaklarının sınırlı olması ve artan enerji ihtiyacına bağlı olarak bu kaynakların giderek azalması, son yıllarda yeni teknoloji arayışlarında elektrikli araçların bir alternatif olarak öne çıkmasını desteklemektedir. Elektrikli araçların mobilitenin yakın gelecekteki dönüşümünde ve ulaşım kaynaklı karbon salımının azaltılmasında anahtar rol oynayacağı, daha sessiz, daha çevreci ve daha ekonomik bir ulaşım sağlayacağı bilinmektedir; ancak dünyanın çeşitli ülkelerinde sayıları artmasına rağmen, elektrikli araçların yaygın hale gelmesinin önünde halen bazı engeller olduğu görülmektedir.
Elektrikli Araçlar ve Depolama Teknolojileri Bilgilendirme Notu

Türkiye Güneş Enerjisi Sektörü 2020 Sonrası Büyüme İçin İş Modeli Önerileri
Solar3GW Türkiye’de güneş enerjisi piyasasının gelişimi için aşağıdaki 3 modeli önermektedir; Ülkemizde güneş enerjisi sektörü dünyadaki hızlı gelişimine paralel olarak son yıllarda ivme kazanarak gelişmektedir. Güneş enerjisi pazarının son yıllardaki dikkat çeken gelişiminde YEKDEM (Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destek Mekanizması) kapsamında verilen teşvikler ve hızla ucuzlayan panel ve işçilik maliyetleri önemli rol oynamıştır.
Türkiye Güneş Enerjisi Sektörü 2020 Sonrası Büyüme İçin İş Modeli Önerileri

2021 Yenilenebilir Enerji Küresel Durum Raporu Özeti
Yenilenebilir enerji, COVID-19 pandemisinin etkilerine rağmen 2020’de yeni elektrik kapasitesinde rekor kırdı ve toplam kapasitede net artış kaydeden tek elektrik üretim kaynağı oldu. Yenilenebilir enerji kapasitesine yapılan yatırım son yıl nispeten az da olsa art arda üç yıl artış gösterdi ve şirketler yenilenebilir elektrik tedarikinde rekorlar kırmaya devam etti. Daha fazla ülke, ısının elektrifikasyonu için yenilenebilir kaynaklara yöneldi. Ulaşımda kullanılan biyoyakıtların üretimi azalmasına rağmen, elektrikli araç (EV) satışları arttı.

Türkiye’nin Yeşil Hidrojen Üretim ve İhracat Potansiyelinin Teknik ve Ekonomik Açıdan Değerlendirilmesi
Fosil yakıtlardan sıfır karbon emisyonlu temiz teknolojilere doğru yaşanan küresel enerji dönüşümü, aciliyet bilinciyle hızlı bir şekilde ilerlemektedir. Halihazırda bu dönüşümün bir parçası olan Türkiye, kendi enerji dönüşümü için gerekli adımları atmaya başlayarak elektrik sistemi dönüşümünü hızla sürdürmektedir. 2019 yılı itibarıyla toplam elektrik arzındaki yenilenebilir kaynakların payı %44’e ulaşmıştır. Türkiye 2030’da toplam elektrik üretiminin %30’unun rüzgâr ve güneş enerjisi kaynaklarından, %20’nin üzerinde bir payın da diğer yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlayabilir.

Türkiye Güneş Enerjisi Sektörü FV Modülde Yerli Üretim
Yerlileşme, üretilen mamulün, ithalat giderlerini ne oranda düşürdüğü, teknolojisininküresel düzeyde ne kadar güncel olduğu ve kabul gördüğü, yurtiçinde ve yurtdışında rekabetçi bir fiyat seviyesini ne oranda yakaladığı gibi parametrelere bağlı olarak değerlendirilmelidir.

Hidrojene Geçişte Yol Haritası Önerileri
Türkiye Doğal Gaz Dağıtıcıları Birliği (GAZBiR) “Doğal Gaz Sektörü Hidrojene Geçişte Yol Haritası Önerileri” Raporunu yayımladı. Rapora göre 2050 yılına kadar GAZBiR’in Türkiye doğal gaz sektörü hidrojene geçiş yol haritası önerisi dört aşamadan oluşuyor. 2021-2025 Yıllarını kapsayan birinci aşamada Ar-Ge çalışmalarının yapılması, 2025-2030 yıllarını kapsayan ikinci aşamada küçük ölçekli enterasyon ve düşük hidrojen konsantrasyonun gerçekleştirilmesi, 2030-2040 yıllarını kapsayan üçüncü aşamada yeni altyapılar ile hidrojen konsantrasyonunda artış hedeflenirken, 2040-2050 yıllarını kapsayan dördüncü ve son aşamada hidrojene uyumlu gaz altyapısı hedefleniyor.

5 ve 10 Yıllık Bağlanabilir Bölgesel Üretim Tesisi Kapasiteleri Raporu
6446 sayılı elektrik piyasa kanununun 23. Maddesi1 uyarınca TEİAŞ her sene iletim sistemi için takip eden beş ve on yıllık bağlanabilir bölgesel üretim tesisi kapasitelerini açıklamaktadır. Bölgesel kapasite belirlenmesinde şebeke arz talep dengeleri, talep tahminleri, kaynağa bağlı kurulu güç projeksiyonları ve bölgesel emre amade oranları gibi kriterler dikkate alınarak hesaplamalar yapılmıştır. Talep tahminlerinin aylık bazda toplamları dikkate alınarak ilk beş yıl ve ikinci beş yıllık
süreçlerde en yüksek değerin yakalandığı ay için bölge puantı dikkate alınarak kapasiteler hesaplanmıştır.
5 ve 10 Yıllık Bağlanabilir Bölgesel Üretim Tesisi Kapasiteleri Raporu

YEKDEM’e Dair Bilinmesi Gerekenler
Santrallere verilen bu destek çokça yanlış dile getirildiği gibi devlet bütçesinden değil, elektrik piyasasının kendi iç dinamiklerinden fonlanmaktadır. Mekanizma, YEKDEM maliyetini, elektrik tüketicilerine, tükettikleri oranda yansıtmaktadır.

Çatı GES ve Öz Tüketim Rüzgar Proje Fizibiliteleri İçin Elektrik Fiyatları
31 Aralık 2021 tarihinde duyurulan yeni elektrik tarife fiyatlarıyla birlikte, elektrik tüketenlerin ödediği tarife fiyatları güncellenmiştir. Duyurulan tarife fiyatlarında %130,82’ye varan tutarda bir artış yaşanmış ve bu durum elektrik tarifelerinin hem TL hem de USD bazında önemli derecede artmasına neden olmuştur. Bu doküman, ÇATIGES ve Öz Tüketim Rüzgar projelerinde elektrik fiyatlarının son beş yıldaki değerlendirmeleri ve 31 Aralık 2021 tarihinde yapılan fiyat değişikliklerine dikkat çekmek amacıyla hazırlanmıştır.
Çatı GES ve Öz Tüketim Rüzgar Proje Fizibiliteleri İçin Elektrik Fiyatları

Yenilenebilir Enerji Çağında Kömürün Fizibilitesi
Enerji piyasası ve teknolojilerinde yaşanan gelişmelerle birlikte kömürden çıkış senaryolarının artarak tartışıldığı bir ortamda, yeni kömürlü termik santrallerin inşası ciddi bir soru işareti olarak ortadadır. Yalnızca iklim değişikliği kaygılarıyla değil, küresel finans akışlarının yönündeki değişim nedeniyle de atıl hale gelmesi beklenen yeni santral yatırımlarının finansal fizibilitesi bu soruya cevap verebilecektir. Bu nedenle Türkiye’de inşaatı devam eden, Çin kaynaklı Hunutlu Termik Santrali
bir örnek vaka olarak ele alınmıştır.

Türkiye’nin En Büyük 100 Elektrik Üreticisi
Türkiye’nin elektrik üretimi kurul gücü, 2020 yılında salgın önlemlerine rağmen yaklaşık yüzde 5’lik artışla 96 bin megavat (MW) seviyesine dayandı. Yıllık elektrik tüketimi ise Nisan-Mayıs aylarındaki sert düşüşe rağmen toplamda 2019’a göre artış gösterdi ve 305 milyar kilovatsaati aştı. Türkiye’deki işletmedeki elektrik üretimi kurulu gücü, 2020 yılında sonu itibarıyla toplam 95,9 GigaWatt (GW) olarak hesaplandı. Bu rakam, 91.3 GW’lik 2019 yılı sonu verisine göre 4.6 GW’lik artış anlamına geliyor. Türkiye’deki kurulu gücün yüzde 32’lik kısmını hidroelektrik kaynaklı santraller oluşturuyor.

Türkiye’de Enerji Sektörünün Dijitalleşmesi Kapsamında İş Modellerinin Teknolojilerin ve Gerekli Mevzuat Altyapısının Değerlendirilmesi
Türkiye, enerji tüketimi ve sera gazı salımı açılarından küresel düzeyde en hızlı büyüyen ülkeler arasında yer almaktadır. Artan enerji tüketimi, çevresel ve sosyoekonomik etkileriyle birlikte teknolojik gelişmelerin paralelinde, enerji sistemini bir dönüşüm
yaşamaya zorlamaktadır. Bugün enerji dönüşümüne öncülük eden etkenler arasında, enerji verimliliği potansiyelleri, yenilenebilir enerji kaynaklarının hızlı bir şekilde yaygınlaşması ve elektrifikasyon uygulamaları ön plana çıkmakta olup, bilgi ve iletişim teknolojileri (BİT), dijitalleşme, yenilikçi politikalar, piyasa araçları ve finansman modelleri de bu dönüşüm sürecini desteklemektedir.

Türkiye Tarımsal Görünüm Saha Araştırması
Kredi Kayıt Bürosu (KKB), ülkemizdeki çiftçilerin finansmana erişimini kolaylaştırmak için 2014 yılından bu yana Türk Finans Sektörüne Tarım Kredileri Değerlendirme Sistemi’ni (TARDES) sunmaktadır. KKB, tarım sektörüne sağladığı TARDES hizmetinin kalitesini artırmak, yeni hizmetler geliştirebilmek, ayrıca sektörün yaşadığı dönüşümleri takip ederek kamuoyu ile paylaşmak amacıyla her yıl düzenli olarak saha araştırmaları düzenlemektedir. 2019 ve 2020 yılında yayımlanan raporların ardından, bu raporla birlikte araştırma sayısı üçe ulaşmıştır.

Türkiye Isı Pompaları ve Referansları
Avrupa Birliği 2019 yılında yayınlandığı Avrupa Yeşil Mutabakatı ile 2030 yılına kadar %50-55 ve 2050 yılına kadar net sıfır emisyon hedefiyle sera gazı emisyonlarını azaltarak Avrupa’yı ilk iklim nötr kıta haline getirmeyi amaçlıyor. Isı Pompaları düşük karbonlu bir isitma teknolojisidir ve tüm bu hedeflerin başanılmasında ve iklim krizi ile mücadelede yenilenebilir enerji kaynağı kullanan, yüksek verimli, güvenli, konforlu ve düşük salımlanı nedeniyle çevreci olan ısı pompası sistemleri kilit rol oynayacaktır.

Türkiye İçin Hidrojen Teknolojileri Yol Haritası
Daha sürdürülebilir bir enerji geleceğine geçişte hidrojenin potansiyel rolü, son yıllarda küresel olarak büyük ilgi görmektedir. Bir enerji taşıyıcısı olarak hidrojen, sürdürülebilir enerjinin temeli olarak kabul edilmektedir. Ancak hidrojen, diğer enerji türleriyle ve onların uygulama teknolojileriyle rekabet etmektedir. Bu durumda, hidrojenin geleceğin küresel enerji sisteminde öncü bir rol oynayıp oynayamayacağı sorusu ortaya çıkmaktadır.

İstanbul İklim Değişikliği Eylem Planı
C40 İklim Liderleri Grubu üyesi olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Ekim 2019’da Deadline 2020 Taahhüdü’nü imzalamış ve İstanbul’un 2050 yılına kadar karbon nötr ve iklim değişikliğine dirençli bir şehir olma hedefini kabul etmiştir. İleri seviyedeki bu taahhüt, kent için revize edilmiş bir iklim değişikliği eylem planının geliştirilmesi ve benimsenmesi anlamına gelmektedir. Bu stratejik doküman İstanbul’un 2050 yılında karbon nötr hedefine nasıl ulaşacağını belirleyecektir.

İklim Değişikliği İle Mücadelede Bir Uyumsuzluk Deneyimi
İklim değişikliği, etkileri ve günümüzde daha sık gözlemlenmeye başlayan sonuçları itibariyle önemli bir küresel sorun niteliğindedir. Son yıllarda küresel ölçekte yaşanan taşkın, yangın ve kuraklık gibi doğal afetler, tüm ekosistemi ve insan
yaşamını tehdit etmekte; bu afetlerin görülme sıklığı, etkisi ve süresinde artışlar gözlemlenmektedir. İklim değişikliği artık bir çevre sorunu olmaktan öte doğrudan insan yaşamının sürdürülebilirliğini sağlayabilme sorunudur. Gelecek nesillerin yaşam
standartlarının sağlanabilmesi için iklim değişikliğine karşı gerekli önlemleri almak artık kaçınılmazdır.

İklim Değişikliği İle Mücadelede Bir Uyumsuzluk Deneyimi
Yenilenebilir enerji politikalarının bütüncüllükten uzak olması, proje bazlı somut uygulamalarda ciddi insan ve doğa hakkı ihlallerine, iklim krizi ile mücadeleyi değil krizi derinleştirici etkilere yol açmaktadır. Bu rapor, somut olarak 2014-2020 yılları arasında İzmir’in Karaburun Yarımadası’nda projelendirilen rüzgar enerji santrallerini (RES), iklim değişikliği ile mücadelede uyumsuzluk (maladaptation) örneği olarak incelemiş ve yol açtığı hak ihlallerini görünür kılmayı hedeflemiştir.

Hava Kirliliği ve Sağlık Etkileri – Kara Rapor
2020 yılı, COVID-19 hastalığı pandemisinin tüm dünyayı etkisi altına aldığı ve yaşadığımız yerlerde, hava kirliliği ile sağlıklı bir yaşam arasındaki kuvvetli bağı tekrar hatırladığımız bir yıl oldu. Pek çok bilimsel çalışma, hava kirliliğinin doğrudan akciğerleri hedef alan COVID-19 virüsüne yakalanma olasılığını artırdığını ortaya koydu. Ayrıca uzun dönemli hava kirliliğine maruz kalan milyonlarca insan solunum ve kalp damar sistemi hastalıkları, diyabet gibi kronik hastalıklar veya kanser ile mücadele etmekte ve COVID-19 gibi virüslere karşı daha savunmasız hale gelmektedir.

Glasgow İklim Paktı
Glasgow İklim Paktı, uluslararası toplumun küresel iklim değişikliği ile mücadeledeki taahhütlerini güçlendirmeyi amaçlayan bir anlaşmadır. İklim değişikliğinin etkilerini sınırlamak ve küresel sıcaklık artışını 1.5°C ile sınırlamak için gereken adımları atmada hız kazandırmayı hedeflemektedir. Tarafları, sera gazı emisyonlarını azaltma, yenilenebilir enerji kullanımını artırma, enerji verimliliğini geliştirme, ormanları koruma ve yeniden inşa etme, sürdürülebilir tarım uygulamalarını teşvik etme gibi alanlarda daha fazla eylem almaya çağırmaktadır.

Yeşil Hidrojen Raporu
Enerji dönüşümü, elektrik üretiminde fosil yakıtlardan güneş ve rüzgâr gibi yenilenebilir kaynaklara büyük bir geçişi, daha fazla enerji verimliliği ve enerji kullanımlarının arabalardan, binalarda ısıtma ve soğutmaya kadar yaygın bir şekilde elektrifikasyonunu gerektiriyor. Bununla birlikte tüm sektörler fosil yakıtlardan elektriğe kolayca geçiş yapamaz. Elektrifikasyonu zor sektörler arasında çelik, çimento, kimyasallar, uzun mesafeli karayolu taşımacılığı, deniz taşımacılığı ve havacılık bulunmaktadır.

Türkiye’de İklim Değişikliği Algısı 2020
Bilim insanları iklim değişikliğinin etkilerinin giderek daha da yoğunlaştığını ardı ardına yayımlanan araştırmalarla ortaya koyarken, uzmanlar yaşamı alt üst eden bu sorunu çözmek için önümüzdeki 10 yılın son derece kritik olduğunu belirtiyorlar. IPCC tarafından yayımlanan 1.5ºC Özel Raporu, insanların dünyanın, sanayi öncesi döneme göre yaklaşık 1,0ºC ısınmasına halihazırda sebep olduğunu, küresel ısınmanın şimdiden kuraklık ve seller gibi aşırı hava olayları, deniz seviyesinde yükselme ve Arktik denizinin erimesi olarak etkilerini göstermeye başladığını tartışmasız bir şekilde ortaya koyuyor.

Türkiye’de Yerli Güneş Paneli Üretimi Pazar Araştırması
Türkiye’deki PV panel üretimi pazar araştırması üzerine yazılan bu raporda, sektör araştırması sonucunda Türkiye’de yer alan PV panel üretici firmalardan 22 tanesine ulaşılmış ve anket formları üzerinden 16 adet üretici firmanın; firma yapıları, üretim kapasiteleri, ürün çeşitleri, yatırım planları, ihracat-ithalat yapıları, hammadde tedarik zinciri, yerlilik oranları ve yerli PV panel üretiminin desteklenmesi hususları gibi konularda bilgileri ve görüşleri alınmıştır. Ayrıca Türkiye’deki PV panel üretimi yapan firmaların, güneş enerjisi sektöründe PV Panel üretimi yapmanın yanı sıra başka hangi rollerde olduklarına da yer verilmiştir. Türkiye’deki PV panel üretimi yapan firma ilk olarak 2011 yılında üretime başlayan Solartürk’tür.

Her Yıl 3GW Güneş Neden Gerekli? Nasıl Mümkün?
Nüfus artışıyla doğal olarak artan elektrik talebi, şehirleşmenin, devam eden dijital dönüşümün, elektrikli araçların, veri merkezlerinin, gelişen yerli sanayinin yarattığı taleple misliyle artıyor olacak. Bu artışın ağırlık kazanan enerji verimliliği uygulamalarıyla daha sağlıklı bir çizgide ilerlemesi öngörülüyor. Teknoloji maliyetlerinin olağanüstü bir hızda düşüşü, ve bu düşüşün temiz enerji teknolojilerine özellikle güneş enerjisi ve depolamaya yönelik olmasıyla birlikte, bu iki başlık gelecek 10 sene içindeki kurulu güç karmasına en önemli etkiyi sağlayan faktörler olacak.

Dijital Dönüşümün İş Süreçlerine Etkileri
Uzun süredir dünyanın gündeminde olan ancak Covid-19 pandemisi nedeniyle ajandaların ilk sırasına yerleşen dijitalleşme kavramının, gündelik hayatın yanı sıra iş dünyası üzerinde de geniş çaplı dönüştürücü etkilerini izlemeye başladığımız bir dönemden geçiyoruz. Bu konjonktürde, iş süreçlerini yönetebilmek için “dijital dönüşüm” kaçınılmaz bir kategori olarak karşımıza çıkmış durumda. Öyle görülüyor ki, kısa vadede çok daha fazla işletme yapay zeka, nesnelerin interneti, asistan robotlar, bulut teknolojiler, 5G gibi teknolojik dönüşüm enstrümanlarından faydalanmaya başlayacak. Bu dönüşümü başaramayan birçok firma içinse “zorlu senaryolar” gündemde olacak.

Yenilenebilir Enerji Elektrik Tedarik Anlaşmalarının Hukuki Açıda Değerlendirmesi-I
Küresel iklim değişikliklerinin ve teknolojik gelişmelerin neden olduğu enerji dönüşümü, büyük enerji tüketicilerinin enerji dönüşümünde yer almak için yeni iş modellerini araştırmasına ve bunları kendi ihtiyaçları için kullanmalarına yol açmıştır. Enerji dönüşümün hızlandırılmasında önemli yerleri olan kurumsal tüketiciler, kendilerinden beklenen karbon salımının azaltılması hedeflerini gerçekleştirmek için gönüllü olarak yenilenebilir enerji tedarikine yönelmişlerdir. Enerji sektör oyuncuları bu ihtiyaçlara karşılık dünyada birçok ülkede kabul gören iş modelleri geliştirerek yenilenebilir enerji projelerini farklı yöntemlerle teşvik etmişlerdir.
Yenilenebilir Enerji Elektrik Tedarik Anlaşmalarının Hukuki Açıda Değerlendirmesi-I

Solarbaba & TurSEFF İş Birliğinde II. Yenilenebilir Enerji Tedarik Anlaşmaları (YETA) Çalıştayı
“Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı (Green Deal) yaklaşan bir konu ve Türkiye açısından ciddi fırsatlar ve riskler taşımaktadır. Özellikle hem yeni yenilenebilir enerji kapasitesinin artışı açısından hem de Türkiye’deki sanayi altyapısının karbon nötr hale dönüştürülebilmesi açısından önemli fırsatlar mevcut. Sürecin iyi yönetilmesi ile buradaki olası risklerin fırsatlara dönüştürülmesi mümkün. Dolayısıyla bu dönüşüm için elektrik tüketicilerinin bu konuya daha çok eğileceği düşünülmekte olup, enerji şirketlerinin de bu konuda tüketicileri daha fazla desteklemeleri gerekmektedir.”
Solarbaba & TurSEFF İş Birliğinde II. Yenilenebilir Enerji Tedarik Anlaşmaları (YETA) Çalıştayı

Enerji Depolama Teknolojileri Raporu
Artan nüfus, teknolojik gelişmeler ve beraberinde yükselen yaşam standartları enerji ihtiyacında artışa neden olmaktadır. Fosil yakıtların çevresel etkileri ve sürdürülebilir olmaması göz önüne alındığında yenilenebilir enerji kaynakları önemli bir alternatif olarak öne çıkmaktadır. Ancak yenilenebilir enerji teknolojilerinin önündeki en önemli engellerden biri de enerji kaynağının süreksizliğidir. Dolayısıyla, yük ile talep arasındaki düzensizlikleri ortadan kaldırarak hem güç üretiminde hem de ısıtma ve soğutma gibi uygulamalarda enerji depolama teknolojilerinin uygulanması kritik öneme sahiptir.

Çatı Tipi Güneş Enerjisi Santralleri Risk ve Hasar Değerlendirmesi
Ülkemizde, 2011 yılı sonu itibariyle 63.164,07 MW olan elektrik santralleri kurulu gücü, Mayıs 2019 sonu itibariyle 89.736,70 MW düzeyine ulaşmıştır. Bu kurulu gücün yaklaşık 83 GW’ını lisanslı santraller oluştururken, lisanssız GES santrallerin kurulu gücünün toplamı 5 GW’ ı geçmiştir. Özellikle son 5 yılda hızla kurulan Lisanssız GES’ lerin devre girmesi ile birlikte Güneş Enerjisi’ nin toplam kurulu güç içerisindeki payı % 6 olarak gerçekleşmiştir. Kurulu Güneş Enerjisi Santralleri’ nin yaklaşık %20’ ini ise Çatı Tipi Güneş Enerjisi Santrallari oluşturmaktadır. Son dönemde Çatı Tipi GES kurulumu büyük bir ivme kazanmış durumdadır.
Çatı Tipi Güneş Enerjisi Santralleri Risk ve Hasar Değerlendirmesi

Elektrikli Araçlar
Elektrikli otomobillerle fosil yakıtlı otomobillerin mücadelesi aslında yüz yıl önceye dayanıyor. İlk otomobiller 1800’lerin ortalarından itibaren geliştirildiyse de ancak 20. yüzyıl başlarında seri üretim otomobiller ortaya çıktı. 1900 yılında ABD’de satılan 4200 otomobilden 1681’i buharlı, 1575’i elektrikli, 936’sı içten yanmalıydı. 1917’ye geldiğimizdeyse durum tam tersine dönmüştü. Trafikteki 50.000 elektrikli otomobile karşın 3,5 milyon içten yanmalı motoru olan otomobil vardı.

Yüzer Güneş Enerjisi Santralleri Teknik Rehber
Türkiye’de Yüzer GES pazarını büyütmesi beklenen bu gelişme ile enerji sektörü yatırımcıları, proje geliştirme ve uygulama şirketlerinin teknik anlamda fikir sahibi olması için bu rehberi hazırladık.
• TÜBİTAK TEYDEB destekli 3 farklı ArGe projesi,
• 9GW’ı aşkın yatırım değerlendirme çalışmaları,
• 2014’te Mersin Mut Azmak 2 HES ve İstanbul Büyükçekmece Gölü üzerinde kurduğu toplam 130kW gücündeki proje uygulamaları,
• Bu konuda dünyanın en önemli enstitüleri ve üniversiteleri ile ilişkilerinden edindiği tecrübeler ve sektörel raporlardan beslenerek hazırlanmıştır.

Yurttaş Enerjisi: Enerji Demokrasisini Gerçekleştirmek
Sürdürülebilir bir ekonomiye geçiş yapmak ve gerçek bir iklim politikası oluşturmak için enerji sistemimizi tamamen
yenilenebilir bir sisteme dönüştürmemiz gerekiyor. Bu dönüşüm aynı zamanda “enerji demokrasisi” amacına ulaşmak
için de iyi bir fırsat. Yeşil Hareket 70lerde nükleer santrallere karşı çıktığında, bunun sadece nükleer enerjinin ekolojik
riskleri yüzünden olmadığını hatırlayalım. Bu protesto aynı zamanda, tasarım itibariyle merkezîleştirilmiş ve yukarıdan
aşağıya bir enerji sistemine itirazdı.

Türkiye 2030 Elektrikli Ulaşım Yol Haritası Çalıştayı
EY Türkiye, TEHAD iş birliğiyle gerçekleştirdiği Türkiye 2030 Elektrikli Ulaşım Yol Haritası Çalıştayı’nda, otomotiv sektöründe temiz teknolojilerin kullanılmasının önemini vurgulamıştır. Bu çalıştay, Türkiye’deki otomotiv ve enerji sektörlerinin sürdürülebilir geleceğe olan ilgisini göstermiştir. Elektrikli araç üretimi fırsatları, ulaşım altyapısı stratejileri, başarılı örnekler ve tüketici adaptasyonu gibi konular, sektör liderlerinin katılımıyla kapsamlı şekilde değerlendirilmiştir. EY Türkiye, otomotiv sektörünün sürdürülebilir kalkınma ve büyüme hedeflerine katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. Türkiye 2030 Elektrikli Ulaşım Yol Haritası Çalıştay Raporu ise sektör paydaşlarına fayda sağlayacak bir kaynak oluşturmayı hedeflemektedir.

2030 Yılına Doğru Türkiye’nin Optimum Elektrik Üretim Kapasitesi
Türkiye elektrik üretim kurulu güç kapasitesi, 2019 yılı sonu itibariyle 91.000 megavat seviyesine ulaşmıştır. Bu kapasitenin içinde yenilenebilir enerji kaynaklarının payı ise 44.000 MV civarındadır. Elektrik üretimi açısından değerlendirildiğinde, 2019 yılı yenilenebilir santrallerden elde edilen üretim açısından çok verimli bir yıl olmuştur. Fakat 2019 yılında görülen yenilenebilir enerji üretiminin toplam elektrik üretimi içindeki yüksek payının, barajlara gelen su miktarındaki olağanüstü artıştan kaynaklanan istisnai bir durum olduğu söylenebilir.
2030 Yılına Doğru Türkiye’nin Optimum Elektrik Üretim Kapasitesi

Yeo Solar – Solar Sözlük
YEO Solar olarak hazırlamış olduğumuz “Solar Sözlük” yayınımızda Güneş Enerjisi sektör ilgililerini aydınlatıcı nitelikte olan tanımlar, yönetmelik kavram tanımları, Hibrit enerji santralleri hakkında kısa bilgilendirmeler ve Güneş enerjisi sektöründeki güncel gelişmeler ile sizlere sunuyor.

Türkiye Enerji Sektörü Hukuki Durum Raporu
2023 hedefleri kapsamında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı (ETKB) tarafından hazırlanmış olan “Milli Enerji ve Maden Politikası” ile cari açığın önlenmesine yönelik atılacak adımlar belirlenmiştir. Belirlenen politika ile enerjide yerlileşme, sürdürülebilir arz güvenliği ve enerji piyasasının oluşturulması olarak üç temel unsur doğrultusunda geleceğe yönelik somut adımlar atılması amaçlanmaktadır. Söz konusu politika belgesi ile sektörde yer alan tüm oyuncular sürece dâhil edilmeye çalışılmaktadır.

Türkiye Elektrik Sistemi için En Ekonomik Katkı: Enerji Verimliliği ve Yeni İş Modelleri
İklim değişikliğinin etkilerinin en kısa sürede en aza indirilmesi için sera gazlarının toplam üçte ikisine sebep olan enerji sektörünün enerji verimliliği, yenilenebilir enerji ve elektrifikasyon yoluyla dönüşümü her geçen gün daha fazla önem kazanmaktadır. Sera gazları içerisindeki karbondioksit (CO2) emisyonlarının kaynağı olarak ise yine enerji tüketimi ve üretimi en büyük paya sahip olarak ön plana çıkmaktadır. Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) eylül ayı başında yayımlamış olduğu fosil yakıtların kullanımından kaynaklanan CO2 emisyonu istatistiklerine göre 2019 yılı sonunda küresel enerji sektörü 33 milyar ton (t) seviyesinde emisyona sebep olmuştur.
Türkiye Elektrik Sistemi için En Ekonomik Katkı: Enerji Verimliliği ve Yeni İş Modelleri

Sanayi, Hizmet, Ulaştırma,Tarım İşletmelerinde Enerji Verimliliği Bilinç Endeksi Araştırma Raporu
Enerji verimliliği; enerji maliyetlerinin yükünün azaltılması, risklerin asgariye indirilmesi, düşük karbonlu ekonomiye geçiş, yerli enerji potansiyelinin azami verimlilikte değerlendirilerek sürdürülebilirliğinin sağlanması gibi ulusal stratejik hedefleri tamamlayan ve bunları yatay kesen disiplinler arası stratejik bir faaliyetler bütünüdür. Ülkemiz, ‘enerji kaynaklarını ve tabii kaynakları verimli ve çevreye duyarlı şekilde değerlendirerek ülke refahına en yüksek katkıyı sağlamak’ misyonu doğrultusunda enerjinin üretiminden, nihai tüketimine kadar bütün süreçlerde verimliliğin artırılmasını hedeflemektedir.
Sanayi, Hizmet, Ulaştırma,Tarım İşletmelerinde Enerji Verimliliği Bilinç Endeksi Araştırma Raporu

Elektrik Piyasası Özel Bilgiler Raporu
EPİAŞ tarafından piyasa operasyonları faaliyetleri kapsamında gün öncesi ve gün içi piyasaları işletilmektedir. 1 Haziran 2021 tarihi itibariyle vadeli elektrik piyasalarının işletilmesi planlanmaktadır. Gün öncesi piyasasında katılımcılar tarafından sunulan teklifler doğrultusunda oluşan alış ve satış miktarları ile piyasa takas fiyatları ilan edilmekte, gün içi piyasasında ise sürekli ticaret yöntemi ile eşleşmeler gerçekleşmektedir. Gün öncesi ve gün içi piyasalarına ait yazılımlara İngilizce dil seçeneği eklenerek piyasada işlem yapan yabancı kullanıcılar için kolaylık sağlanmıştır. Her iki piyasa yazılımına ilişkin kullanıcı kılavuzları hem Türkçe hem de İngilizce hazırlanarak kullanıcıların hizmetine sunulmuştur.

ELDER Sektör Raporu
Enerji, ülkelerin kalkınma politikaları içinde hayati önem taşıyan stratejik bir alan konumundadır. Enerji değer zincirinin gündelik yaşamlara dokunan en temel parçası olan elektrik sektörü, ekonomik gelişmişlik açısından uluslararası rekabet gücü ve yaşam kalitesi gibi farklı boyutlarda temel gösterge niteliğindedir. Elektrik bugün, birincil kaynakların temininden üretimine; iletim ve dağıtım zincirinden son kullanıcıya ve çevreyle uyumuna kadar çok farklı alanlarda bir bütün olarak tüketicilerimizin memnuniyetini ve ülkemizin refah düzeyini belirleyici hale gelmiştir. Enerji ve enerji özelinde elektriğin taşıdığı bu önem, bilimsel analizlere dayanan öngörülerin önemini daha da artırmaktadır. Ekonominin ve toplumsal hayatın tüm dinamiklerini etkileyen böylesi önemli planlamaların temel ihtiyacı elbette sektöre ilişkin verilerdir.

Avrupa Yeşil Mutabakatı
Bu çağrı Avrupa Birliği (AB) ve vatandaşları için bir Avrupa Yeşil Mutabakatı’nı ortaya koyacaktır. Komisyonun, bu neslin en önemli görevi olan iklim ve çevreyle ilgili zorluklarla mücadele konusundaki kararlılığını belirlemektedir. Atmosfer gittikçe ısınıyor ve iklim her geçen yıl değişiyor. Gezegendeki sekiz milyon türün bir milyonu yok olma riski altında. Ormanlar ve okyanuslar kirleniyor ve yok ediliyor.Avrupa Yeşil Mutabakatı, bu zorluklara bir cevap niteliğindedir. 2050 yılına kadar AB’yi net sera gazı emisyonlarının olmadığı ve ekonomik büyümenin kaynak kullanımından ayrıştırıldığı modern, kaynak açısından verimli ve rekabetçi bir ekonomiye sahip adil ve müreffeh bir topluma dönüştürmeyi amaçlayan yeni bir büyüme stratejisidir.

Güneş Çatı Sistemleri ve Depolama Uygulamalarının Ekonomik Analizi
Yenilenebilir enerji teknolojilerindeki hızlı gelişmelerin getirdiği maliyet düşüşleri bu alandaki yatırımları da hızlandırmış durumda. Sektördeki ilerlemeyi desteklemek için ise uygun finansman imkanlarının yanında tamamlayıcı teknolojilerle iş birliğini destekleyecek mekanizmalar da sıklıkla tartışılıyor. Bu raporda, güneş enerjisi yatırımları odağında gelişmeler özetlenmekte ve FV (Fotovoltaik) + depolama teknolojileri iş birlikleri ele alınmaktadır. Söz konusu sistem yatırımlarına ilişkin Türkiye’de 7 coğrafi bölgede, benzer karakteristiklere sahip hanelerdeki ölçümlerin temel alındığı fizibilite hesapları da ayrı bir başlık altında sunulmaktadır.
Güneş Çatı Sistemleri ve Depolama Uygulamalarının Ekonomik Analizi

5 ve 10 Yıllık (2024-2029) Bölgesel Bağlanabilir Kapasite Raporu
6446 sayılı elektrik piyasa kanununun 23. Maddesi1 uyarınca TEİAŞ her sene iletim sistemi için takip eden beş ve on yıllık bölgesel bağlanabilir kapasiteyi açıklamaktadır. Bölgesel kapasite belirlenmesinde şebeke arz talep dengeleri, talep tahminleri, kaynağa bağlı kurulu güç projeksiyonları ve bölgesel emre amade oranları gibi kriterler dikkate alınarak hesaplamalar yapılmıştır.
5 ve 10 Yıllık (2024-2029) Bölgesel Bağlanabilir Kapasite Raporu

Hava Kirliliği ve Sağlık Etkileri-Kara Rapor
Güncel veriler dünya nüfusunun %91’inin Dünya Sağlık Örgütü’nün limitlerine göre kirli hava soluduğunu gösteriyor. Tüm dünyadan 180 ülkenin dahil edildiği 2018 yılı Çevre Performans İndeksi raporuna göre; hava kirliliği halk sağlığını olumsuz etkileyen çevre kaynaklı en büyük tehlike olarak tanımlanıyor. Ayrıca geçtiğimiz yıl İngiltere’de yapılan çalışmalar, kirli havanın anne karnındaki bebeğe bile ulaştığına dair yeni bulguları ortaya çıkardı. Tüm bu gelişmelerin ardından, hava kalitesi yönetimi dünyada her geçen gün hem vatandaşlar hem de karar vericiler için daha da önemli bir konu haline geliyor.

Risk Değerlendirme Bülteni
Rüzgar enerjisi; doğal, yenilenebilir, temiz ve sonsuz bir güç olup kaynağı güneştir. Güneşin, yer yüzeyini ve atmosferi homojen ısıtmamasının bir sonucu olarak ortaya çıkan sıcaklık ve basınç farkından dolayı hava akımı oluşur. Rüzgar hız ve yön olmak üzere iki parametre ile ifade edilir. Rüzgar hızı yükseklikle artar ve teorik gücü de hızının küpü ile orantılı olarak değişir. Oluşan bu hava akımının taşıdığı kinetik enerjiye rüzgar enerjisi denir. Günümüzde rüzgar enerjisinden elektrik üretimi, yaşanan teknolojik gelişmelere bağlı olarak ekonomik değer olmakla beraber ekolojik dengenin korunması açısından da çok önemlidir.

Yüzer Güneş Pazarı Raporu
Enerji Sektörü Yönetim Yardım Programı (ESMAP), Dünya Bankası tarafından yönetilen küresel bir bilgi ve teknik yardım programıdır. ESMAP, düşük ve orta gelirli ülkelere, yoksulluğun azaltılması ve ekonomik büyüme için çevresel açıdan sürdürülebilir enerji çözümleri elde etme konusundaki teknik bilgilerini ve kurumsal kapasitelerini artırmalarında yardımcı olmaktadır. ESMAP, Avustralya, Avusturya, Kanada, Danimarka, Avrupa Komisyonu, Fin-land, Fransa, Almanya, İzlanda, İtalya, Japonya, Litvanya, Lüksemburg, Hollanda, Norveç, Rockefeller Vakfı, İsveç, İsviçre, İngiltere tarafından finanse edilmektedir.

Rüzgar Enerjisi Teknolojileri Raporu
Küresel ısınma, enerji yetersizliği, fosil yakıtların hızla tükenmesi ve gelişmekte olan bazı ülkelerde enerji talebindeki hızlı artışa karşılık Yenilenebilir Enerji teknolojileri, büyük kapasiteli elektrik üretimi için çok iyi bir fırsat oluşturmuştur. Bu çerçevede rüzgâr enerjisi, en hızlı gelişen yenilenebilir enerji teknolojilerden birisidir. Bu raporda ise rüzgâr enerjisi teknolojileri sınıflandırılmış, tarihsel ve teknolojik gelişim süreçleri incelenmiş, ülkemizdeki ve dünyadaki kullanım alanları ele alınmış ve potansiyeli üzerinden yeni açılımların değerlendirilmesi üzerinde durulmuştur.

Karbon Ayak İzi Raporu
Raporda, ilk olarak referans bir veri seti oluşturmak için 2018 yılı verileri alınarak sera gazı emisyonları hesaplanmıştır. Ardından, sera gazına sebep olan faaliyetlerdeki en güncel yıl olan 2019 verileri ile sera gazı emisyonları hesaplanarak bu envantere eklenmiştir. Ortaya çıkan bulgular ışığında AGÜ’nün karbon ayak izi 2018 yılına kıyasla 2019 yılında %1,2 azalmış olmasıyla birlikte akademik personel, idari personel ve öğrenci sayısındaki %30‘lik artış sebebiyle kişi başına düşen emisyon miktarı %23,8 oranında azalmıştır.

FV Proje Kurulumlarına Yönelik Teknik Risk ve Kredilendirilebilirlik Değerlendirme Yöntemleri
Güneş ve rüzgar enerjisi, dünya elektrik kapasite büyümesinin yüzde 70’ini temsil edecek ancak düşük maliyetli ve güvenli bir şekilde entegre olmak için yeni politikalara ihtiyaç var. Dağıtık uygulamalar ve ticari sistemler, yenilenebilir enerji büyümesinde önemli bir rol oynayacak ve sürdürülebilir büyüme için dengeli kamu politikalarına gereksinim duyulacak. Ülkeler, istikrarlı politikalarla şebeke entegrasyonunu hızlandırarak iklim hedeflerine ulaşabilirler.
FV Proje Kurulumlarına Yönelik Teknik Risk ve Kredilendirilebilirlik Değerlendirme Yöntemleri

Enerji ve Ulaștırma Sektörleri Dönüșümünde Batarya Teknolojilerinin Rolü
Enerji depolama batarya sistemlerinin gelişimini yönlendiren ana akımlardan biri, çevreye duyarlı daha temiz araçlara duyulan ihtiyacın etkisiyle, elektrik mobilite alanında yaşanan gelişmelerdir. Batarya uygulamalarının çekiciliğini artıran bir diğer
faktör ise, malzeme teknolojilerindeki gelişmeler nedeniyle batarya maliyetinin düşmesidir. Bunun yanında toplumun çevresel konulara olan hassasiyetinin artması, yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik üretimindeki payının artmasına ve batarya depolama uygulamalarındaki artışa katkıda bulunmaktadır.
Enerji ve Ulaștırma Sektörleri Dönüșümünde Batarya Teknolojilerinin Rolü

Perovskit Güneş Hücreleri ve Kararsızlık Problemleri
Yenilenebilir enerji kaynakları arasında en potansiyeli yüksek kaynak ise güneştir. Literatürde en yaygın olarak çalışılan güneş hücreleri ise Silisyum tabanlı güneş hücreleridir. Ancak Silisyum tabanlı güneş hücrelerinin üretimi zor ve maliyetlidir. Bu olumsuzlukları ortadan kaldırmak için literatürde organik güneş hücreleri üzerine çalışmalar yapılmaktadır. Ancak organik güneş hücrelerinin piyasada bulunan Silisyum tabanlı güneş hücrelerine göre Güç Enerji Dönüşümü (PCE) değerleri çok düşüktür ve daha kararsızdır. Organik güneş hücresi ailesi literatüründe üzerine çalışmalar yapılmaya devam edilmekte olan önemli konulardan birisi de Perovskit güneş hücreleridir.

Elektrikli Araçlar
Çevreci bakış açısının gün be gün yayılması ve daha geniş kitleler tarafından ses bulmasına ilaveten küresel ısınma ve fosil yakıtların azalması gibi insan hayatını ciddi ölçüde etkileyecek etmenler yeni teknoloji arayışında elektrikli araçların en büyük
destekçisi oldular. Bu arzın yarattığı talep sonucunda büyük otomobil üreticisi firmalar elektrikli araçları geliştirmeye ve yaygınlaştırmaya yönelik gelecek planlarını birer birer açıklamaya başladılar.

Türkiye’de İklim Değişikliği Algısı ve Enerji Tercihleri Araştırması
Tüm dünyada şiddeti artan aşırı hava olayları, artan kuraklıklar ve yaygınlaşan sağlık sorunları iklim değişikliğinin aslında çoktan kapımızı çaldığının canlı kanıtları olarak gözümüzün önünde duruyor. Durum Türkiye ölçeğinde de çok farklı değil. Ülkemizin bulunduğu coğrafya ve Akdeniz havzası bilim insanları tarafından en riskli bölgeler arasında gösteriliyor. Doğanın binlerce yıllık dengesini bozan bu küresel tehdit, sadece çevreyi değil, ekonomi başta olmak üzere var olan yaşam biçimlerimizi derinden etkileyen ve toplumun tüm katmanlarını ilgilendiren bir eylem alanı olarak karşımıza çıkıyor.
Türkiye’de İklim Değişikliği Algısı ve Enerji Tercihleri Araştırması

Risk Değerlendirme Bülteni
TEİAŞ’ ın verilerine göre Türkiye’ de Güneş Enerjisine dayalı santrallerin kurulu gücü Nisan 2018 sonu itibariyle lisanslı 3 adet santral için toplam 22,9 MW, lisanssız 5320 santral için toplam 4.605 MW olmak üzere toplamda 5323 santral 4627,9 MW kapasiteye ulaşmıştır. Sektörde faaliyet gösteren uzmanlarca bilindiği üzere Lisanssız GES yatırımlarına uygulanan dağıtım bedeli tutarları 31.12.2017 tarihi itibariyle kWh başına 2.5 kuruş iken 10.25 kuruşa çıkarılmış, bu durum dağıtım bedellerinin yıl sonunda yüzde 300 artmasına, lisansız GES’ lerin net gelirinin yaklaşık % 17.3 düşmesine neden olmuştur.

FV Santraller için Bağımsız Mühendislik Nedir?
FV santralleri, güneş panelleri aracılığıyla güneş enerjisini elektrik enerjisine dönüştürür. Bu tür bir enerji üretim sistemi, sürdürülebilir enerji kaynaklarına dayanan ve çevre dostu bir elektrik üretimi sağlayan bir seçenektir. FV santralleri genellikle büyük ölçekte kurulur ve elektrik enerjisini geniş bir ağa veya elektrik şebekesine sağlarlar. Bağımsız mühendislik hizmetleri, FV santrali projelerinin başarılı bir şekilde tamamlanmasını ve optimum performansın sağlanmasını destekler.
FV Santraller için Bağımsız Mühendislik Nedir?

Güneş Enerjisi Teknolojileri Raporu
Artan nüfus, teknolojik gelişmeler ve beraberinde gelen yükselen yaşam standartları enerji ihtiyacında artışa neden olmuştur. Fosil yakıtların çevresel etkileri ve sürdürülebilir olmaması göz önüne alındığında yenilenebilir enerji kaynakları önemli bir alternatif olarak öne çıkmaktadır. Bu sebeple, elektrik üretiminde yer alan politik, ekonomik ve çevresel problemlerle baş etmek için, yenilenebilir enerji teknolojilerinin gelişilmesine olan ihtiyaç günden güne artmaktadır. Tüm bu nedenlerden ötürü, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) bünyesinde oluşturulan “Enerji Çalışma Grubu” tarafından güneş enerjisi teknolojileri başlığı altında; kamu ve özel sektör ile üniversite temsilcilerinden oluşan geniş kapsamlı bir çalıştay ve panel düzenlenmiştir.

Pasif Ev
Pasif Ev sertifikalı yüksek binalar, yüzme havuzları ve itfaiye istasyonları ile Pasif Ev binaların ne olabileceğinin tanımı yenilenmeye ve ilerletilmeye devam etmekte. Yelpazenin genelinde, sertifikalı Pasif Ev binaların ortak bir noktası vardır – bu nokta Pasif Ev’in beş ilkesini karşılayan olağanüstü yüksek düzeyde enerji verimliliği ve konfordur. Bu ilkeler hava sızdırmazlık, ısı yalıtımı, ısı köprüsüz tasarım, ısı geri kazanımlı havalandırma ve Pasif Ev pencereleridir. Pasif Ev binalar artık Avrupa, Amerika, Asya ve Güney Pasifik’te inşa edilmekte olup, enerji verimli ve sürdürülebilir binalar için gerçek anlamda küresel bir çözümdür.

Güneş Enerjisi Projelerinin Bağımsız Finansmanı
Güneş enerjisi projelerinin finansmanında geleneksel ve bağımsız finans seçenekleri karşımıza çıkmaktadır. Şebeke ölçekli güneş projeleri için yaygın finans şekli sadece kredi sahibi projenin karı ile geri ödeme yapılmasıdır. Bağımsız finans menkulleştirme ise detay ve senkronizasyon gerektirir.

Enerji Sektöründe Blokzincir
Blokzincir teknolojisi, enerji sektöründe şeffaflığı, güvenilirliği ve verimliliği artırarak devrim yaratıyor. Enerji üretimi ve tüketimi arasındaki doğrudan iletişimi kolaylaştırırken, yenilenebilir enerji kaynaklarının izlenmesini ve takibini sağlıyor. Güvenlik açısından da önemli bir avantaj sunarak enerji sektörünün gelecekteki ihtiyaçlarını karşılamaya yardımcı oluyor. Enerji sektöründe adil ve sürdürülebilir bir gelecek için güçlü bir temel oluşturarak, yenilenebilir enerji kaynaklarının benimsenmesini hızlandırıyor.

Uluslararası Yenilenebilir Enerji Kooperatifleri Konferansı Sonuç Kitabı
İklim Değişikliği Taraflar Konferansı çerçevesinde alınan kararlar ve iklim değişikliğinin yıkıcı sorunları ile yüzleşmeye başlanması nedeniyle birçok ülke, iklim değişikliğini 2 derecede sınırlamak amacıyla karbon salımı azaltım hedeflerini ortaya koyuyor. AB, ulusal ve birlik politikaları kapsamında 2030 hedeflerini sera gazı salınımının 1990’a kıyasla en az %40 daha düşürülmesi, toplam enerji tüketiminin en az %27’sinin yenilenebilir kaynaklardan karşılanması ve enerji verimliliğinin en az %27 oranında artırılması olarak belirlemiştir. Avrupa’nın enerji verimliliği yüksek, düşük karbonlu bir bölge haline gelmesinin ekonomiyi destekleyeceği, iş imkanları doğuracağı, Avrupa’nın rekabetçiliğini güçlendireceği düşünülüyor.
Uluslararası Yenilenebilir Enerji Kooperatifleri Konferansı Sonuç Kitabı

Zorlu ile Güneş Enerjisi
“Yenilenebilir enerji kaynaklarıyla üretilen enerji ile temiz bir havada ve çevrede yaşamak hepimizin hakkıdır! Biz de enerji tasarrufu yaparak, enerjiyi boşa harcamayarak, doğayı ve çervemizi koruyarak, kendimize düşeni yaparak Güneş arkadaşımıza yardımcı olabiliriz.”
Bu kitap, Zorlu Enerji Grubu tarafından, öğrencileri enerji üretimi ve yenilenebilir enerji kaynakları konusunda bilgilendirmek amacıyla yazılmıştır.

Türkiye’de İklim Değişikliği ve Tarımda Sürdürülebilirlik
Türkiye’de tarım, hem ekonomik hem de sosyal olarak önemli bir sektördür. Bununla beraber, üstü açık büyük bir fabrika olan tarım sektörü başta olmak üzere narin ekosistemler, küresel iklim değişikliğine karşı büyük ölçüde savunmasızdır. Bu nedenle Türkiye’de, geleceğe dair tüm tarım faaliyetleri ve planlarında iklim şartları bilgisi önemli bir yer tutmaktadır. İklim Servisleri Küresel Çerçevesine (GFCS) göre tarım ve gıda güvencesi öncelikli sektörler arasındadır. Diğer taraftan “yoksulluğun olmaması” ve “sıfır açlık” Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin (SDGs) ilk ikisini oluşturmaktadır.

Rüzgâr Enerjisi Santrali Ön Fizibilite Raporu
Ön fizibilite, bir yatırım fikrinin yatırımcının yatırım yapma kararının kesinleştirilmesinden önce proje ile ilgili olarak yapacağı her türlü ekonomik ve teknik çalışmaları kapsar. Ön fizibilite çalışmalarının yatırımcı tarafından olumlu bulunması neticesinde yatırımcı ayrıntılı bir çalışma olan fizibilite çalışmasına geçiş yapar. Bu doğrultuda Sinop ili için potansiyel arz edeceği düşünülen “Rüzgâr Enerji Santrali” ön fizibilite raporu, Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı (KUZKA) Doğrudan Destek Programı kapsamında desteklenmiş ve bu çalışma WYG Türkiye tarafından hazırlanmıştır.

Güneş Enerjisi Santrallerinin Kalitesini Artırma ve Maliyetini Azaltma Kılavuzu
Fotovoltaik sektörü dünyanın geri kalanında da hızla büyümektedir. Bunun ispatı 2012 yılında dünya genelinde kurulan FV santrallerin gücünün Avrupa’dakine eşit olmasıdır. Bu büyümenin devam ettirilebilmesi ve FV enerjinin daha da rekabet edebilecek seviyeye getirilmesi için FV kurulumlarda yapılan uygulamalar en iyiye getirilmelidir. Daha önceki kurulumlarda tecrübe edilen yanlışlara girmemekte bir iyileştirmedir. Önceden tecrübe edilen hatalara girmemek, yeni yapılan FV santrallerin daha güvenilir daha verimli ve daha uygun maliyetli hale getirir. Bu sayede proje kendini daha kısa sürede amorti edecektir.
FV Sistemlerim Kalitesini Artırma ve Maliyetini Azaltma Kılavuzu

Yangın Güvenliği İçin Norm Gereklilikleri ve Yangın Güvenliğine Bakış Açısı
Koruyucu yangın koruma ve yangınla mücadele karmaşık konulardır. PV-Sisteminin neden olduğu yangınlar artık sadece yüksek kalitedeki malzeme ve ürünlerle ve profesyonel ve doğru bir kurulumla mümkündür. Bu makalede yangın güvenliği için norm gereklilikleri ve yangın güvenliğine bakış açısı konuları detayla bir şekilde anlatılmıştır.
Yangın Güvenliği İçin Norm Gereklilikleri ve Yangın Güvenliğine Bakış Açısı

Enerji ve Çevre Hukuku Terimleri Sözlüğü
Ülkemizde özellikle AB ile ilerleyen ilişkiler doğultusunda Enerji ve Çevre Hukuku gittikçe önem kazanarak, yeni gelişen hukuk dalları arasında yerini almıştır. Bu doğrultuda duyulan kapsamlı kaynak ihtiyacına istinaden Oxford Yayınlarının ‘Avrupa Enerji Hukuku (Energy Law in Europe) adlı kitabını Türkçemize kazandırmak amacıyla tercümesi yapılırken karşılaşılan teknik terimlerden oluşan bu sözlük, enerji ve çevre alanlarında çalışmalarınızı sürdürürken sizlere yardımcı olması amacıyla hazırlanmıştır.