Enerji, ülkelerin kalkınma politikaları içinde hayati önem taşıyan stratejik bir alan konumundadır. Enerji değer zincirinin gündelik yaşamlara dokunan en temel parçası olan elektrik sektörü, ekonomik gelişmişlik açısından uluslararası rekabet gücü ve yaşam kalitesi gibi farklı boyutlarda temel gösterge niteliğindedir. Elektrik bugün, birincil kaynakların temininden üretimine; iletim ve dağıtım zincirinden son kullanıcıya ve çevreyle uyumuna kadar çok farklı alanlarda bir bütün olarak tüketicilerimizin memnuniyetini ve ülkemizin refah düzeyini belirleyici hale gelmiştir. Enerji ve enerji özelinde elektriğin taşıdığı bu önem, bilimsel analizlere dayanan öngörülerin önemini daha da artırmaktadır. Ekonominin ve toplumsal hayatın tüm dinamiklerini etkileyen böylesi önemli planlamaların temel ihtiyacı elbette sektöre ilişkin verilerdir.